– Ya da –
SIKÇA SORULAN SORULAR:
Adli sicil kaydı, devlet tarafından tutulan, halk dilinde sabıka kaydı olarak da bilinen kayıttır. Adli sicil kaydına kişilerin ceza ve güvenlik tedbirlerine ilişkin bilgileri kaydedilir. Kesinleşmiş mahkeme kararları adli sicil kaydına işlenir. Buradan silinince arşive aktarılır.
Adli para cezası ile ilgili bilgiler, Hapis cezasına mahkumiyet kararları, Koşullu salıverilme (şartlı tahliye) kararı, Sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin karar, Hapis cezasının infazının tamamlandığına dair bilgi, Askeri Ceza Kanununa göre verilmiş mahkumiyet kararlarındaki feri cezalar, Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırıma mahkumiyet halinde buna dair karar, Hapis cezasının ertelenmesi durumunda cezanın ertelendiğine dair bilgi, denetim süresi, Ceza mahkumiyetini bütün sonuçlarıyla ortadan kaldıran şikayetten vazgeçme veya etkin pişmanlık dolayısıyla verilen karar, Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaya veya belli bir yetkinin kullanılmasının ya da belli bir meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına dair karar.
İlgili kanunun 5. Maddesinde bu durum şöyle açıklanmıştır:
Madde 5 –
(1) Türk mahkemeleri tarafından verilmiş olsa bile;
a) Disiplin suçlarına ve sırf askerî suçlara ilişkin mahkumiyet hükümleri,
b) Disiplin veya tazyik hapsine ilişkin kararlar,
c) İdarî para cezasına ilişkin kararlar, Adlî sicile kaydedilmez.
Diğer bilgilerin kaydı Madde 6 –
(1) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak mahkeme, hakim veya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenmesi halinde verilmek üzere kaydedilir.
(2) Karşılıksız yararlanma suçunda etkin pişmanlıktan yararlanması dolayısıyla şüpheli, sanık veya hükümlü hakkında verilen kararlar adli sicilde bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. On beş yıl süreyle muhafaza edilen bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı veya mahkeme tarafından istenmesi halinde verilebilir.
Cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması ile adli sicil kaydı silinir.
Ceza mahkumiyetini bütün sonuçlarıyla ortadan kaldıran şikayetten vazgeçme veya etkin pişmanlık halinde adli sicil kaydı silinir.
- Ceza zaman aşımının dolması ile adli sicil kaydı silinir.
- Genel af halinde adli sicil kaydı silinir.
- İlgilinin ölümü üzerine adli sicil kaydı silinir.
Şartları oluştuğunda adli sicil kaydının kanunen silinmesi gerekir fakat mevcut durumda silinebilmesi için gerekli evrakları hazırlayıp Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne bir dilekçe ile başvuru yapılması gerekmektedir.
Uygulamada mağduriyetler yaşanabilmektedir. Bu yüzden bir avukat kanalıyla başvurunun yapılması tavsiye edilir.
Memnu hakların iadesi için mahkemeye başvurularak memnu hakların iadesi kararı alınmalıdır. Memnu hakların iadesi için 3 şart bir arada gerçekleşmiş olmalıdır:
- Birincisi; ceza infaz edilmiş olmalıdır.
- İkincisi; infazdan sonra 3 yıllık bir süre geçmelidir.
- Üçüncüsü; Cezanın infazı içerisinde ve infazdan sonraki 3 yıllık süre içinde hükümlünün yeni bir suç işlememesi ve yaşamını iyi halli sürdürdüğüne dair mahkemece oluşacak kanaat.
Ceza infaz edilmeyip bazı hukuki nedenlerle (özel af, ceza zamanaşımının gerçekleşmesi) düşmüş olursa memnu hakların geri verilmesi yoluna gidilebilmesi için hükmün kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl geçmesi gerekir.
Memnu (yasaklı) hakların geri verilmesi ile yoksun kalınan haklar elde edilir. Bu hakların geri kazanılması geçmişe etkili değildir.
Memnu hakların iadesi kararı kişinin adli sicil kaydına işlenir. Adli sicil kaydının silinmesi kararı ile de kayıtlardan çıkarılır.
Arşiv kaydı en az 5 yıl geçmesiyle silinir.
Ancak; Anayasanın 76.maddesinde sayılan ve bir hak yoksunluğuna neden olan mahkumiyetler bakımından arşiv kaydı -yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşuluyla- 15 yıl geçmesiyle silinir.
- Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşulu aranmaksızın 30 yıl geçmesiyle silinir.
- TCK dışındaki kanunlarda bir hak yoksunluğuna neden olan mahkumiyetler bakımından da durum böyledir.
- Hükümlünün ölmesi durumunda arşiv kaydı silinir.
- Fiilin suç olmaktan çıkması durumunda adli sicil ve arşiv kayıtları silinir.
AİHS’nin 35. maddesi gereğince AİHM’ne iç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra ve iç hukuktaki kesin karar tarihinden itibaren 4 ay içinde başvuru yapılmalıdır.
- İdare hukukunun en temel amacı kamu yararının gerçekleştirilmesidir. Devlet gücünü arkasına alan kamu kurumlarının işlem ve eylemlerinde kanunlara ve normlara bağlı kalmasını sağlamak, bireylerin sahip olduğu hak ve hürriyetlerin zarar görmesini engellemek amaçlanmaktadır.
- İdari yargı, hukukun üstünlüğünü sağlama amacıyla idarenin eylem ve işlemlerini denetleyerek vatandaşlar arasında adaletin sağlanmasını hedefler.
- İdarenin ortaya koyduğu iş ve işlemlerde keyfiliğin önüne geçmek, hukuka uygunluğunu sağlamak idari yargının amaçlarındandır. İdari yargı, devlet gücünü arkasına alan idare karşısında vatandaşın zayıf durumda kalıp hak ihlali yaşamasını engellemek adına olmazsa olmaz nitelikte bir konumda bulunmaktadır.
- Devlet otoritesinin vatandaş nazarındaki itibarının zedelenmemesi, kamuya olan güvenin devam etmesinin gerekliliği de idari yargının uzun vadedeki hedefleri arasındadır.
İptal Davası: İptal davaları, idarî işlemler sebebiyle menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan ve söz konusu işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı işlemin iptal edilmesi için açılan davalardır.
Tam Yargı Davası: İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel (menfaati zarar gören) olanlar tarafından açılan davalar tam yargı davalarıdır. Sonucunda tazminat talep edilen tam yargı davaları özel hukuktaki maddi- manevi tazminat davalarına benzemektedir.
İdari Sözleşmeden Doğan Davalar: İdari sözleşmeden doğan idari davalar, kamu kurumları ile gerçek veya tüzel kişiler arasında yapılan sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü için açılan davaları ifade eder. İdari sözleşmeden doğan idari davalar, sözleşmeye bağlı tarafların haklarını korumak ve sözleşme hükümlerinin uygulanmasını sağlamak amacıyla açılır.
İdare mahkemelerinde dava açma süresi idari işlemin tebliğinden itibaren 60 (altmış) gün olup, bu süre vergi mahkemeleri için 30 (otuz) gündür. Bu süre yazılı ilamın (tebliğin) yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren başlar. İdari yargıda dava açma süreleri kesin ve hak düşürücü süreler olup, sürenin kaçırılması halinde tamamen haklı olduğunuz bir konuda dahi davanın usulden reddedilmesi sebebiyle hak kaybı yaşayabilirsiniz.
Türk hukuk sisteminde kişiler kendilerini bizzat savunma ve temsil etme hakkına sahiptir. Kanunla belirlenmiş bazı istisnalar dışında avukat tutma zorunluluğu yoktur. İdari yargının karmaşık yapısı, mevzuatın ve bürokrasinin ağır ve yorucu bileşenleri, İdari yargılama Usul Kanunu’nda yer alan sürelerin kesin ve kısa oluşu ve yargılamanın şekil şartlarının da çok keskin hatlara sahip olduğu göz önüne alındığında hem şekil hem de esas açısından telafisi mümkün olmayan hatalara düşmemek adına idare alanında uzman bir avukattan hukuki destek alınması tavsiyemizdir.
Bir başka önemli nokta da idari yargıda avukat tutmanın davanızı güçlendirmesi ve hakkınızı korumasıdır. Bir avukat, hukuki bilgi ve tecrübesiyle davanızı en iyi şekilde savunur, sizin haklarınızı korur, ilgili kanun ve yönetmeliklere uygun bir şekilde hareket eder. Ayrıca, karşı tarafın savunmasına karşı etkili bir şekilde yanıt verebilir ve sizin lehinize sonuçlar elde etmek için gerekli argümanları sunabilir.
Avukatınız, sizin çıkarlarınızı gözetir ve davanızın en iyi şekilde sonuçlanmasını sağlamak için mücadele eder. Avukatınızın profesyonel bilgi birikimi, deneyimi ve rehberliği, davanızın daha etkili bir şekilde ilerlemesini sağlar. Ayrıca, hukuki süreçleri yönetir, belgeleri düzenler ve sizi stresten uzak tutar. Avukatınız, davanızı güçlendirir, haklarınızı korur ve en iyi sonuçları elde etmek için sizi temsil eder. Bu nedenle, idari yargıda avukat tutmak, davanızın başarı şansını artırır ve adil bir sonuç elde etmeniz için önemlidir.
Kendisine karşı iptal davası açılan ve işleme devam edilmesi halinde telafisi imkânsız veya geriye dönüşü mümkün olamayacak şekilde zararlar meydana getirebilecek idari işlemin yetkili yargı yeri tarafından geçici olarak durdurulmasına “Yürütmenin Durdurulması” denir.
Yürütmenin durdurulması için;
- İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararlar doğması,
- İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olması ,
koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir (İYUK m.27). Bu şartların gerçekleşmesi durumunda dahi yürütmenin durdurulması kararının verilmesi mahkemenin takdirindedir. Şayet mahkeme davacının yürütmeyi durdurma talebine olumlu yanıt verirse vermiş olduğu kararda söz konusu idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka aykırı olduğunu ve işlemin uygulanmasının ne tür zararlar doğuracağını belirtmesi gerekir.
Evet. Ankara FETÖ/PDY dosyalarına bakıyoruz.
Dosya içeriği ve suç tipi incelenerek yüz yüze bir fiyat belirleme politikasına sahibiz.
Evet. Yargılama yapılmış ve sanık sıfatında iken BERAAT aldıysanız, tazminat alınabiliyor. Uzman ceza tazminat ekibimiz gerekli dilekçe ve tahsil aşaması ile ilgileniyor.
Yargılama yapılmış ve siz şikayetçi/katılan/müşteki iseniz sanığın ceza aldığı durumlarda, ceza tazminat talep edilir. Ancak doğru usulde yapılması çok önemlidir.
Hayır. Türkiye’nin dört bir yanında dosya ve duruşma tecrübemiz var.
Evet. Halk tabiri ile yatar hesaplaması ve kişinin durumuna özel danışmanlık hizmeti veriyoruz.
Telefon ile ön görüşme sonrası dosyanın seyri açısından yüz yüze ofis ortamında görüşme yapılmaktadır. Danışmanlık hizmetimiz ücretlidir. Vekaletle birlikte avukatlık ücretinden bu danışmanlık ücreti düşülmektedir.
– DANIŞMANLIK TALEP EDİN–
[contact-form-7 id=”” title=”Danışmanlık”]
[/contact-form-7]