İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davası

İş kazası nedeniyle tazminat davası, iş yerinde meydana gelen durumlar sonucu mağdur olan çalışanların uğradıkları maddi ve manevi zararların tazmini amacıyla açılan hukuki bir süreçtir. Söz konusu davalarda işverenin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini ihmal edip etmediği, kazanın oluşumundaki sorumluluk derecesi ve çalışanın gördüğü zararın boyutu detaylı bir şekilde değerlendirilir.

Maddi tazminat talepleri; tedavi masrafları, iş gücü kaybı ve gelir kaybı gibi somut zararları kapsar. Manevi tazminat ise mağdurun ve yakınlarının yaşadığı psikolojik yıpranmayı gidermeyi amaçlar. Bunun yanı sıra tazminat miktarı, mahkeme tarafından somut olayın koşullarına göre belirlenir. Bu süreçte iş kazası avukatı tarafından destek alınması ise hak kayıplarını önlemek açısından büyük önem arz eder. Bu içeriğimizde iş kazası nedeniyle açılacak tazminat davaları ve haklarınız konusunda kapsamlı bilgiler vereceğiz.

[/column_2]

İş Kazası Tazminat Davası Tanımı

İş kazası nedeniyle tazminat davası, bir çalışanın iş yerinde ya da işin gereği olarak bulunduğu bir alanda yaşadığı olumsuz durum sonucunda uğradığı maddi ve manevi zararların giderilmesini amaçlayan hukuki prosedürdür. Söz konusu davalar hem işçinin haklarını korumayı hem de işverenlerin iş güvenliği önlemlerini artırmalarını teşvik etmeyi amaçlar.

İş kazası, yalnızca fiziksel yaralanmaları değil, psikolojik zararları da kapsar. Bu noktada çalışanın uğradığı zararın boyutuna göre talep edilen tazminat miktarı belirlenir. Süreçte iş kazasının meydana geldiği durumun Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası olarak tanınması gerekir.

İş kazasının varlığı konusunda bir uyuşmazlık yaşanıyorsa çalışanın ya da işverenin iş kazası tespit davası açması mümkündür. Dava ise söz konusu durumun iş kazası olup olmadığının belirlenmesi amacıyla açılır ve mahkeme, delilleri inceleyerek nihai kararı verir. Bununla birlikte iş kazası tazminat davaları, hukuki ve teknik detaylar içeren bir süreçtir. Bu nedenle alanında uzman bir avukattan destek alınması oldukça önemlidir.

Davanın başarılı bir şekilde sonuçlanabilmesi için durumun tüm detayları, sağlık raporları, işverenin ihmal durumu ve diğer ilgili belgeler eksiksiz olarak sunulmalıdır. Bu sayede işçinin hak ettiği tazminata sahip olması mümkün hale gelir.

İş Kazası Bildirimi Nasıl Yapılır?

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereğince kazanın meydana gelmesi durumunda iş yeri sahibinin belirli yükümlülükleri bulunur. Söz konusu yükümlülüklerin başında ilgili durumun Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmesi gelir. Bu kapsamda iş kazası bildiriminin, olayın yaşandığı tarihten itibaren en geç 3 iş günü içinde yapılması gerekir.

Bildirim, SGK’nın e-bildirge sistemi üzerinden elektronik olarak ya da doğrudan SGK müdürlüklerine yazılı bir dilekçeyle gerçekleştirilir. Ayrıca kazanın yaşandığı durumun iş müfettişleri tarafından incelenebilmesi için işverenin gerekli belgeleri hazırlaması ve saklaması da önemlidir.

iş kazası sonucu ölen bir adam

İş Kazası Sayılan ve Tazminat Davası Açılabilecek Haller

İş kazası olarak değerlendirilen durumlar, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda net bir şekilde tanımlanmıştır. Aşağıdaki durumlar iş kazası kapsamına girer ve ilgili olaylarda tazminat davası açılabilir:

  • İşçinin, işyeri sınırları içinde maruz kaldığı her türlü travma iş kazası olarak değerlendirilir. İş yerinde makine ya da ekipman kullanımı sırasında meydana gelen kazalar ilgili duruma bir örnektir.
  • İşveren tarafından görevlendirilen bir işin yapılması sırasında meydana gelen kazalarda da tazminat davası açılabilir.
  • İşverenin tahsis ettiği araçla işçinin işe gidip gelirken yaşadığı kazalar nedeniyle dava açılması mümkündür.
  • İş yeri sahibinin bilgisi dahilinde mesleki eğitim ya da iş için düzenlenen bir etkinlikte oluşan kazalar sebebiyle dava açılabilir.

Yukarıda yer alan durumların yanı sıra iş yerinde meydana gelen yangın, patlama ya da deprem gibi durumlarda işçinin zarar görmesi de tazminat davası açılmasını mümkün kılar.

İş Kazası Sayılmayan Haller

İş kazası, çalışanların sağlık ve güvenliğini tehlikeye atan, iş yeriyle doğrudan bağlantılı olaylar olarak tanımlanır. Ancak bazı durumlar, iş kazası niteliği taşımaz. Bu bağlamda çalışanın çalışma yerine giderken ya da dönerken geçirdiği kazalar, iş kazası sayılmaz. Ayrıca çalışanların iş yeri dışında kişisel sebeplerle yaşadıkları travmalar da iş kazası kapsamına girmez. Bu tür durumlarda olayın iş yeriyle doğrudan bir ilgisi bulunmadığı için kaza statüsü uygulanmaz.

Bir sigortalının, iş yeri dışında ve işveren tarafından belirlenen görev alanı dışında gerçekleşen bir travmaya maruz kalması, durumun iş kazası olarak değerlendirilmesini engeller. Örneğin, bir sigortalı, işvereni tarafından bir şirket binasında telekomünikasyon sistemi kurmak amacıyla görevlendirilir. Söz konusu kişinin işini belirlenen süreden önce bitirip vakit geçirmek için binanın yakınındaki sinema salonunda film izlemeye gitmesi ve karanlıkta düşerek ayağını kırması, görevle doğrudan ilgili olmayan bir olay olduğu için iş kazası sayılmaz.

İş Kazası Dava Açma Süresi

İş kazası dava açma süresi, durumun gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yıl olarak belirlenmiştir (BK m.146). Belirtilen süre hem yaralanma (maluliyet) meydana gelmesi hem de iş kazası sonucu ölüm olması durumlarında aynıdır. Bu kapsamda iş kazası sonucu oluşan zararın tazmini için başvurulacak hukuki süreçte herhangi bir farklılık söz konusu değildir.

iş kazası tazminat davası

İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davasında Yetkili Mahkeme

İş kazası nedeniyle açılacak tazminat davalarında karar mercii olan mahkeme, olayın yaşandığı yerin bulunduğu adli yargı bölgesine bağlı olarak belirlenir. Türk Medeni Kanunu’na ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre iş kazası tazminat davalarında yetkili mahkeme, davanın açılacağı yerin belirlenmesinde önemli bir rol oynar.

Söz konusu davalar, işçinin çalıştığı iş yerinin bulunduğu yer mahkemelerinde görülür. Ancak durumun gerçekleştiği yer de yetki konusunda dikkate alınacak bir diğer önemli unsurdur. Bununla birlikte taraflar arasında anlaşmazlık yaşanması durumunda işçinin ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi de yetkili olabilir.

İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davaları

İş kazası nedeniyle tazminat davası, durumun ardından işçinin bedensel veya ruhsal bütünlüğündeki kayıplar ya da ölüm sebebiyle yakınlarının uğradığı maddi ve manevi zararın tazmini amacıyla açılır. Bu tür davaların açılabilmesi için meydana gelen olayın hukuken “iş kazası” olarak tanımlanması ve olayın sonucunda bir zararın doğmuş olması gerekir.

Tazminat, yalnızca oluşan zararın giderilmesi amacını taşır. Zenginleşme amacıyla talep edilemez. Tazminat davası açmadan önce ise meydana gelen durumun iş kazası olarak tespit edilmesi önemlidir. Bu amaçla ilk adım olarak Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) başvurulmalıdır. Eğer SGK, olayı iş kazası olarak kabul etmezse durumun tespiti için dava açılabilir.

İş kazasının tespiti davası için taraflar, somut duruma göre değişiklik gösterebilir. Ancak genellikle işçi, yakınları ve işveren davada taraf olarak yer alır. Taraf teşkilinde yapılacak hatalar, davanın gereksiz yere uzamasına neden olabilir.

Maddi ve manevi tazminat davasını açacak olan kişiler ise iş kazası nedeniyle bedensel ya da ruhsal olarak zarar gören işçi veya onun ölümünden dolayı desteğinden yoksun kalan yakınları olabilir. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus, “destekten yoksun kalma” kavramının yalnızca işçinin mirasçılarıyla sınırlı olmadığıdır. Destek olgusunu kanıtlayan herkes, hukuki süreçte davacı olma hakkına sahiptir.

İşçinin Yaralanması Halinde Maddi Tazminat Davası

İşçinin yaralanması durumunda işverenin sorumluluğu Türk Borçlar Kanunu ve İş Kanunu çerçevesinde şekillenir. İşveren, her koşulda işçi güvenliği önlemlerini almakla sorumludur. Söz konusu yükümlülüğü yerine getirmediği takdirde çalışanın uğradığı zarardan sorumlu tutulur.

İşçi, kaza sonucu bedensel zarar gördüğünde hem iş gücü kaybı hem de tedavi masrafları gibi maddi zararlar için tazminat talep edebilir. Maddi tazminat davası, işçinin uğradığı zararın giderilmesi amacıyla açılır ve işverenin kusuruna dayalı olarak tazminat talep edilir. Ayrıca işçi için gelir kaybı, tedavi giderleri, sürekli iş göremezlik gibi unsurlar da dikkate alınarak tazminat miktarı belirlenir.

İşçinin Ölmesi Durumunda Tazminat Davası

Çalışanın ölümü durumunda işverenin tazminat yükümlülüğü, Türk İş Hukuku’nda işçinin ölümünün iş kazası ya da meslek hastalığı sonucu meydana gelip gelmediğine bağlı olarak değişkenlik gösterir. İşçinin ölümünün iş kazası sonucu gerçekleşmesi halinde işveren hem işçinin mirasçılarına hem de SGK’ya karşı sorumlu tutulabilir.

Mirasçılar, iş kazası sonucu işçinin hayatını kaybetmesi nedeniyle hem maddi hem manevi tazminat talep etme hakkına sahiptir. Bunun yanı sıra işçinin ölümünün meslek hastalığına bağlı olması durumunda da benzer şekilde tazminat talep edilebilir.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı

Destekten yoksun kalma tazminatı, bir kişinin vefatı nedeniyle yaşamı boyunca o kişiden maddi destek alan bireylerin yaşadıkları ekonomik kaybı telafi etmeyi amaçlayan bir tazmindir. İlgili tazminat, ölen kişinin yakınlarına sağlığında sağladığı maddi yardımların kaybolması sonucunda yaşadıkları zorluğun ve maddi kaybın karşılanması için verilir.

Destekten yoksun kalma tazminatının amacı, ölen kişinin geride bıraktığı bireylerin yaşam standartlarının vefat nedeniyle olumsuz etkilenmemesini sağlamaktır. Bununla birlikte hak sahipleri, manevi tazminat davası da açma hakkına sahiptir. Böylece tazminat, vefat eden kişinin destek sağladığı kişilerin sosyal ve ekonomik yaşamlarını ölüm öncesindeki düzeyde sürdürebilmelerini temin etmek için bir çözüm sunar.

İş Kazası Sebebiyle Manevi Tazminat Davası

İş kazası nedeniyle manevi tazminat davası, iş yerinde meydana gelen bir olay sonucu çalışan kişinin fiziksel ya da psikolojik olarak zarar görmesi durumunda işverenin sorumluluğunu esas alarak açılır. Türk Borçlar Kanunu‘na göre iş yeri sahibi, çeşitli güvenlik önlemlerini almakla yükümlüdür. Eğer işveren bu yükümlülüğü yerine getirmeyerek kazanın meydana gelmesine sebep olursa zarar gören çalışanın manevi zararları için tazminat talep etme hakkı doğar.

Manevi tazminat, çalışan kişinin yaşadığı ruhsal travmalar, depresyon, anksiyete gibi duygusal zararlar göz önünde bulundurularak belirlenir. Bu noktada mahkeme ise olayın tüm koşullarını dikkate alarak uygun bir bedel tayin eder.

iş kazası nedeniyle yaralanan bir adam

İş Kazası Sonucunda Alınacak Miktarlar

İş kazası sonucunda çalışanın uğradığı zararlar, Türk İş Kanunu ve Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında belirlenmiştir. Bu çerçevede SGK, iş kazası geçiren çalışana geçici-sürekli iş göremezlik gelirleri ve cenaze masrafları gibi bazı ödemeler yapar. Ayrıca işverenin kusuru durumunda iş kazasından dolayı işçiye zarar veren patrondan durumun sonucu olarak ortaya çıkan maddi ve manevi zararların tazmini de talep edilebilir.

Güç kaybında, uzuv kaybında ve ölümde tazminat alınması mümkündür. Bu kapsamda iş gücü kaybında verilecek tazminat hesaplamasında çalışanın zarara uğramadan önceki ve ileride elde edeceği kazançlar üzerinden analiz yapılır. Bunun yanı sıra uzuv kaybında alınması gereken tazminat tutarı kazazedenin maluliyet durumuna, yaşına ve maaşına göre değişir.

Kan parasının hesaplanmasında ise ölen kişinin gelir düzeyi, yaşı, kusur oranı ve çeşitli diğer etkenler göz önünde bulundurulur. Örneğin; bir trafik kazasında hayatını kaybeden kişinin %20 kusur oranına sahip olduğunu, yaşının 30 ve maaşının 4.000₺ olduğunu varsayalım. Böyle bir durumda tazminat hesaplama sürecinde ölen kişinin maaşından kusur oranı kadar bir düşüş yapılır. Sonrasında geriye kalan miktar, belirli bir oranla çarpılarak tazminat tutarı belirlenir.

İş Kazası Tazminat Davası Yargıtay Emsal Kararları

İş kazası sonucu oluşan zararlar hem işçiye hem de işverenin yükümlü olduğu sigorta ve tazminat mevzuatına göre değerlendirilir. Yargıtay, bu tür davalarda yerleşik içtihatlarıyla iş kazası tazminatının kapsamını belirlemiş ve işverenin kusurlu davranışları doğrultusunda sorumluluğunu pekiştirmiştir.

Yargıtay’ın emsal kararlarında iş kazası nedeniyle oluşan tazminat taleplerinin işçinin uğradığı zararın boyutlarına göre değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Örneğin; Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2015 tarihli bir kararında iş yerindeki güvenlik önlemlerinin yetersizliği nedeniyle meydana gelen kaza neticesinde işçiye tazminat ödenmesi gerektiğine karar verilmiştir. Bu kararda işverenin iş güvenliği tedbirlerini almadığı ve işçiyi gerekli şekilde bilgilendirmediği gerekçesiyle işverenin sorumluluğu üstlenilmiştir.

iş kazası

Sık Sorulan Sorular

▼ İş Kazasında İşveren Maaş Öder mi?

Mağduriyet yaşayan işçiler, ellerinde ilgili raporu bulundurdukları sürece Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası maaşı alma hakkına sahiptir.

▼ İş Kazası Tazminatını Kim Hesaplar?

Tazminatın miktarı, iş kazası sonucu zarar gören çalışanın yaşı, cinsiyeti, maaşı, uğradığı zarar düzeyi ve kazanın meydana gelmesindeki kusur durumu gibi faktörler göz önünde bulundurularak hesaplanır. Tazminat hesaplamaları, “Aktüeryal Nitelikli Hesaplamalar Bilirkişi” olarak görev yapan uzman kişiler tarafından yapılır.

▼ İş Kazası Dava Zamanaşımı Ne Kadardır?

İş kazası dava zamanaşımı 10 yıl olarak belirlenmiştir. Ancak işverenin kusuru ve sigorta durumu gibi etkenler de dikkate alınarak belirli hallerde söz konusu süre değişebilir. Bu nedenle iş kazası tazminat davaları için zamanaşımına uğramadan başvurulması büyük önem arz eder.

▼ İş Kazası Tazminat Davası Ne Kadar Sürer?

“İş kazası davası ne kadar sürer?” sorusuna; hukuki sürecin sonuçlanma süresi, yasa gereği 450 gün olarak belirlenmiştir, şeklinde yanıt verilebilir. Söz konusu süre zarfında davaların ortalama olarak 15 ay içerisinde sonuçlanması beklenir.

▼ İş Kazası Arabuluculuğa Tabi mi?

İş kazası ya da meslek hastalığı nedeniyle maddi ve manevi tazminat taleplerinde İş Mahkemeleri’nde dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurma zorunluluğu bulunmaz. Ancak taraflar aralarındaki uyuşmazlıkları çözmek amacıyla arabulucuya başvurmayı kendi iradeleriyle tercih edebilirler.

iş hukuku

İş Kazası Avukatı Ankara Dönmez Hukuk Bürosu

İş kazaları, çalışma hayatının her aşamasında meydana gelebilecek ve hem çalışanlar hem de işverenler için önemli hukuki sorumlulukları beraberinde getirebilen olaylardır. Söz konusu kazaların ardından işçilerin tazminat haklarını elde edebilmesi, gerekli güvenlik önlemlerinin alınıp alınmadığının araştırılması ve işverenin sorumluluklarının belirlenmesi büyük önem taşır.

Ankara’da faaliyet gösteren Dönmez Hukuk Bürosu, iş kazası mağdurlarının haklarını en iyi şekilde savunma konusunda uzman bir ekibe sahiptir. Büro, iş kazası sonucunda meydana gelen fiziksel, psikolojik ve maddi zararların tazmini için tüm yasal süreçleri en başından sonuna kadar hassasiyetle takip eder.

İş kazalarıyla ilgili davalarda hem sigorta şirketleriyle hem de işverenlerle yapılan anlaşmazlıklarda başarılı sonuçlar elde edebilmek için uzman bir hukuk desteği oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu noktada iş kazası avukatı Ankara noktasında nitelikli bir kadroya sahip olan Dönmez Hukuk Bürosu, açılacak tazminat davaları ve iş güvenliği ihlalleriyle ilgili hukuki süreçlerde müvekkillerini en güçlü şekilde savunur. İlgili davalar hakkında bilgi ve danışmanlık hizmeti almak için Dönmez Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.

İş Hukuku ile İlgili Yazılarımız

[/column_1]